Cadillac Travel Belge No: A-7367
İspanya’nın büyüleyici Endülüs bölgesinde, tarihin akışını değiştiren şehirlerin sokaklarında unutulmaz bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu özel turda yalnızca eşsiz mimari eserleri değil, aynı zamanda medeniyetlerin bıraktığı izleri ve kültürlerin birbirine kattığı zenginliği de keşfedeceğiz.
Erol Mütercimler’in anlatımlarıyla gezimizin her durağı bir tarih dersi, her manzara bir uygarlık hikâyesine dönüşecek. Endülüs’ün altın çağından keşifler dönemine, Osmanlı’dan Avrupa’ya uzanan köprüler kuracağız.
Tur boyunca;
Bu yolculuk sadece geçmişin izlerini sürmekle kalmayacak; aynı zamanda bugünün İspanya’sında kültürler arası etkileşimi de gözler önüne serecek. Erol Mütercimler’in yorumlarıyla gördüğümüz her mekân, tarihle iç içe anlamlı bir hikâyeye dönüşecek. Sonuçta elimizde yalnızca fotoğraflar değil, hafızalarımızda daima özel bir yer edinecek anılar kalacak. Hitit Tour’un özenle hazırladığı bu program, Endülüs’te tarihe tanıklık etmek isteyenler için eşsiz bir deneyim olacak.
Gezimizin ilk günü, uçuştan üç saat önce Sabiha Gökçen Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde, Sevilla kontuarı önünde buluşarak başlıyor. Havalimanında bilet ve pasaport işlemlerimizin ardından yaklaşık 5 saat sürecek uçuşumuzla Endülüs’ün incisi Sevilla’ya varıyoruz.
Buradan özel aracımızla, Cebelitarık Boğazı’na hâkim konumu ile bilinen İspanya’nın en güney noktası Tarifa’ya hareket ediyoruz. Bu büyüleyici şehirde aynı karede hem Akdeniz’i hem de Atlas Okyanusu’nu fotoğraflayabilir, hava açıksa Afrika kıtasını çıplak gözle görmenin heyecanını yaşayabilirsiniz.
Ardından kısa bir yolculukla La Línea de la Concepción’a gidiyoruz. Burada, Cebelitarık ülkesi sınırında yükselen efsanevi Tarık Kayası’nı panoramik olarak fotoğraflıyoruz. Günün sonunda Algeciras’taki otelimize yerleşiyor, akşam yemeğimizi alarak dinleniyoruz.
( Mevsimsel yoğunluğa bağlı olarak Konaklama yakın şehirlerde yapılabilir )
Sabah kahvaltısının ardından, Endülüs’ün en etkileyici kasabalarından biri olan Ronda’ya doğru yola çıkıyoruz. Kireçle beyaza boyanmış evleri, daracık ve kıvrımlı sokaklarıyla tipik Endülüs mimarisini yansıtan bu şehir, aynı zamanda 120 metre derinliğindeki El Tajo Kanyonu ile ikiye ayrılmıştır. Kanyonun dibinde gürül gürül akan Guadalevín Nehri, şehre eşsiz bir manzara kazandırmaktadır.
Burada, Ronda’nın simgesi haline gelmiş 18. yüzyıldan kalma Puente Nuevo (Yeni Köprü)’yü fotoğraflıyor; panoramik şehir turumuz sırasında Plaza de Toros (Boğa Güreşi Arenası), Eski Şehir, Santa María la Mayor Kilisesi ve Mondragón Sarayı gibi önemli yapıları görüyoruz. Gezimizin ardından rotamızı Akdeniz kıyısındaki canlı liman kenti Malaga’ya çeviriyoruz. Öncelikle Gibralfaro Tepesi’nden şehri panoramik olarak seyrediyor, ardından şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanda Malaga’nın sahil atmosferini hissetme imkânı buluyoruz.
Günün sonunda Endülüs’ün en önemli kültür başkentlerinden biri olan Granada (Gırnata)’ya hareket ediyoruz. Günün devamında Granada’nın ünlü flamenco gösterilerinden birine katılma imkânı bulacağız. Endülüs’ün ruhunu en güçlü şekilde hissettiren bu dans ve müzik, bizleri adeta büyüleyecek.Yemeğin bitiminde konaklama Granada’da ki otelde.
Otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından, Endülüs’ün kalbi sayılan Alhambra Sarayı (Al Qal’a al-Hamra – Kızıl Kale)’nı gezmeye başlıyoruz. İslam sanatının Batı’daki en görkemli eseri kabul edilen bu rüya sarayı, ihtişamlı avluları, zarif kemerleri ve ince işçiliği ile görenleri büyülemektedir. Nasrid Sarayları, Generalife Bahçeleri ve Askeri Kısım (Alcazaba) bölümleri, Alhambra’nın ruhunu bize en iyi yansıtan yapılardır.
Daha sonra, şehrin eski Müslüman mahallesi olan ve günümüzde UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Albayzín (El Beyyazin) Tepesi’ne çıkıyoruz. Buradan, Alhambra Sarayı’nın Sierra Nevada dağları ile oluşturduğu eşsiz manzarayı fotoğraflama fırsatı buluyoruz. Dar sokakları, beyaz badanalı evleri ve Arap döneminden kalma çeşmeleri ile Albayzín, adeta zamanın durduğu bir atmosfer sunar.
Yürüyerek şehir merkezine doğru ilerlerken, geleneksel Fas esnaflarının bulunduğu Alcaicería (İpek Çarşısı)’nda el yapımı deri işleri, seramikler ve rengarenk hediyelikler arasında dolaşma imkânı buluyoruz. Ardından, bir zamanlar Gırnata Ulu Camii’nin bulunduğu yerde yükselen ihtişamlı Granada Katedrali ve yanında yer alan Kraliyet Şapeli (Capilla Real) bizleri karşılıyor. Burada Katolik krallar I. Ferdinand ve Isabella’nın türbelerini görme şansına sahip oluyoruz.Turumuzun sonunda Cordoba’ya hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Cordoba’da.
Otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından, Müslümanların, Yahudilerin ve Hristiyanların asırlar boyunca barış içinde yaşadıkları Córdoba (Kurtuba)’ya doğru yola çıkıyoruz.
Córdoba turumuzda; Roma döneminden kalan görkemli Roma Köprüsü, Endülüs’ün hayat damarı Vad’il Kebir (Guadalquivir) Nehri, İslam mimarisinin en muhteşem eserlerinden biri olan ve bugün katedral ile müze olarak kullanılan Kurtuba Ulu Camii (La Mezquita) başlıca göreceğimiz yerler arasındadır. Ayrıca dar sokakları, çiçeklerle süslü avluları ve hediyelik dükkânlarıyla ünlü eski mahallelerde yürüyüş yapıyoruz. Rauger Gaurady Konuk Evi ve çevresindeki tarihi dokuyu keşfettikten sonra, rehberimizin vereceği serbest zaman içerisinde dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilir ya da etkileyici bir deneyim sunan İşkence Müzesini ziyaret edebilir.
Gezimizin ardından Sevilla’ya (İşbiliyye) hareket ediyoruz (145 km). Varışımızın ardından panoramik şehir turumuza başlıyoruz. İlk olarak Endülüs’ün simgelerinden Guadalquivir Nehri kıyısında yürüyüş yapıyor, ardından Kristof Kolomb’un sefer kayıtlarının bulunduğu Hint Arşivleri Binası (Archivo de Indias)’nı görüyoruz. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Sevilla Fahri Konsolosluğu’nu panoramik olarak görüyoruz.
Turumuzun devamında, görkemli bahçeleriyle ünlü Alcázar Sarayı’nı (dışarıdan), İspanya’nın en büyük katedrali olan Sevilla Katedrali’ni (dışarıdan) ve caminin minaresiyken çan kulesine dönüştürülen ünlü Giralda Kulesini fotoğraflıyoruz. Eski Sevilla olarak bilinen Santa Cruz Mahallesi’nin dar sokaklarında yapacağımız yürüyüş, şehrin geçmişini daha yakından hissetmemize imkân tanıyacak. Son olarak, bugün Sevilla Üniversitesi’nin merkez kampüsü olarak kullanılan tarihi Tütün Fabrikasını görüyoruz.
Akşam saatlerinde otelimize transfer oluyor, akşam yemeğimizi alarak dinleniyoruz.
Otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından, Sevilla turumuza devam ediyoruz. İlk durağımız, Neo-Rönesans mimarisi ve ihtişamıyla göz kamaştıran Plaza de España (İspanya Meydanı) olacak. Burada vereceğimiz serbest zamanda, rengârenk seramiklerle süslenmiş köprülerde fotoğraf çekebilir, meydanın büyüleyici atmosferini yaşayabilirsiniz.
Daha sonra, Sevilla’nın en güzel yeşil alanlarından biri olan María Luisa Parkı’nda keyifli bir yürüyüş yapıyor ve parkın içinde yer alan Plaza de América (Amerika Meydanı)’nı panoramik olarak görüyoruz.
Rehberimizin belirleyeceği saatte buluşmamızın ardından havalimanına transfer oluyoruz. Pasaport ve check-in işlemlerimizi tamamladıktan sonra, İstanbul’a dönüş yolculuğuna başlıyoruz.
Bu unutulmaz turda, Erol Mütercimler’in değerli anlatımları eşliğinde Endülüs’ün tarihine, kültürüne ve eşsiz mimarisine tanıklık ettik. Bizleri geçmişten günümüze köprü kuran hikâyelerle buluşturan bu yolculuk, hafızalarımızda daima özel bir yer edinecek. Bir başka Hitit Tour organizasyonunda yeniden görüşmek dileğiyle…
| Tarih | Müsaitlik | İki Kişilik Odada Kişi Başı | Tek Kişi | 1. Çocuk | Taksitler |
| 23.01.2026 | Müsait | 1.250,00 € | 1.450,00 € | 0 - 2 Yaş 150,00 € 3 - 6 Yaş 950,00 € 7 - 12 Yaş 1.050,00 € | Taksitler » |
İptal ve iade şartları ile ilgili detay bilgi almak için tıklayın
SCHENGEN VİZESİ GEREKMEKTEDİR
CUMHURİYET'İN İZİNDE ANADOLU TURU
UÇAK İLE GİDİŞ - TREN İLE DÖNÜŞ 2 GECE 3 GÜN